Avukatlardan 'Çoklu Baroya Hayır' Eylemi 

FERDİ YAVUZ- Çoklu Baro ile ilgili yasa çalışmalarının ilerlemesi nedeniyle Avukatlar 'Çoklu Baroya Hayır' konulu basın açıklaması yaptı. 

Avukatlardan 'Çoklu Baroya Hayır' Eylemi 

Muğla Baro Başkanlığı, çoklu baro yasa tasarısının Adalet Komisyonu’ndan geçip Meclis Genel Kurulu'na sunulması ile ilgili süreci değerlendirdi. Barolarla ilgili yasa değişikliği nedeniyle, avukatlar Muğla’nın Menteşe İlçesi’nde bulunan Sınırsızlık Meydanı'nda "Çoklu Baroya Hayır" konulu basın açıklaması ve oturma eylemi gerçekleştirdi.
Avukatlar adına açıklama yapan Muğla Baro Başkanı Cumhur Uzun, "Siyasal iktidar bir süredir baroların yapısını değiştirmek ve bir ilde birden fazla baro kurulması anlamına gelen “ Çoklu Baro ” kurulmasına ilişkin yasal düzenleme yapmaya çalışmaktadır. Ülkenin işsizlik gibi, hayat pahalılığı gibi, demokrasi, eğitim eşitsizliği, hukuk ve adalet ihtiyacı gibi, güncel salgın hastalıkla mücadele gibi onlarca sorununun bulunduğu ve asla barolar ile ilgili bir ihtiyaç, yurttaş talebi bulunmadığı bir dönemde baroların yapısını değiştirmek için yasa çalışması yapılmaktadır. Çoklu Baro yasa çalışmasının ve içeriğinin ülkemize hiçbir şey kazandırmayacağını, bilakis daha birçok zararlı sonuçlarının olacağını 19 Mayıs ve 1 Haziran 2020 tarihli bildirilerimiz ile muhataplarına duyduğumuz halde, duymazdan gelindik." dedi. 

"Yanlış Bir Yasama Hazırlığı Vardı"

Uzun, basın açıklamasına şu şekilde devam etti," 8 Haziran günü sayın Adalet Bakanı ve Kamu Denetçiliği Kurumu Başkanına ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan siyasi partilerin grup başkanı ve başkan vekillerine ülkemizdeki 80 baronun tamamının çoklu baro düzenlemesine karşı olduklarını, ülkemizin böyle bir yasal düzenlemeye ihtiyacı olmadığını anlattık, açıkladık. İktidar bizi yine duymazdan geldi ve yasal düzenlemeye devam etti. Yanlış bir yasama hazırlığı vardı ve bu yanlış ülkemize, insanımıza, birliğimize, hukukumuza ve adalete zarar vereceği muhakkak bir yanlıştı. Durup bekleyemez, ülkemize bu kötülüğün yapılmasına izin veremezdik. Baro başkanları olarak illerimizden Ankara'ya doğru yaya olarak yola çıktık. 3 gün yürüdük. Ankara'ya vardığımızda, bu ülkenin yurttaşı olan bizleri, ülkemizin başkentine, Ankara' ya sokmadılar. Polisler, barikatla önümüzü tıkadılar, yürütmediler. Bizi yine dinlemediler. Ama bıkmadık, gündüz sıcakta, gece ayazda ve hatta yağan yağmurda dahi direndik. Yatmadık, uyumadık, ıslandık ama yine direndik. Neden sonra ve bunca mücadeleden sonra Ankara' ya Anıtkabir' e Atamıza gidebildik.  Yazdık olmadı, söyledik olmadı, yürüdük olmadı, direndik olmadı. Bizi anlamaları için ne yaptıysak olmadı ve anlamadılar. Geçen hafta bu yanlış, faydasız ve hatta zararlı Çoklu Baro teklifi Meclis Adalet Komisyonuna getirildi. Her yerde ve her şekilde anlatmakta olduğumuz Çoklu Baro yanlışlığını bu kez Ankara' da meslektaşlarımız ile birlikte miting şeklinde anlatalım dedik, izin vermediler, yasak getirdiler. Meclise gittik, yapmayın, bu yasada ısrar etmeyin. Bu yasadan ülke hukukuna fayda gelmez, Adalet bundan zarar görür, yurttaşın hak aramasının önüne geçilir, gelin bu yanlıştan dönün demek istedik. Ama olmadı. Milletin, sizin, bizim meclisimize bizi almadılar. 5 gün meclis bahçesinde çağırsınlar görüşelim diye bekledik. Çağırmadılar, bizi dinlemediler, sizin sesinizi götürmüştük duymak bile istemediler. Çoklu baro yasası bir kaç gün içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda görüşülmeye başlanarak, yasalaşma yolundaki son aşamasına giriyor. Milletin vekilleri, milletin istemediği, Türkiye Barolarının tamamının istemediği bir tasarıyı kanunlaştırmak üzere. Barolar bu yasaya kendileri için karşı çıkmıyor. Bu yasa ile oluşturulmak istenen ortamdan halkımız, yurttaşlarımız ve onların hakları zarar görecek diye karşı çıkıyor. Bir ilde birden fazla baro kurulduğunda, adaletin son ayağı savunma da siyasetin içine atılmış olacak, her bir siyasi düşünce kendi düşüncesine yakın barosunu oluşturacak ve yurttaşın haklı olup olmadığına göre değil, hakkını hangi baro eliyle talep etmekte olduğuna bakılarak verilen kararlarla karşılaşılacak, kararlar hukuka uygun olsa bile böyle ayrışmış bir yapıdan dolayı kararlar şüpheli, şaibeli ve hatta taraflı olarak anılarak adalet duygusu bir kez daha yok edilecektir. Siyasi düşünce, etnik köken, mezhepsel ayrılıklar üzerinden bir çok baro kurulacak, baroların hukuk üzerinden yürüttükleri mücadeleler yerine, yandaş baroların hak aramaktan uzak, siyasi tercih esaslı değerlendirmeleri ile karşılaşılacak, barolar hukuk yerine siyaset üreten kurumlar olacaktır. İktidar, yandaş barolar yaratarak, kendi hukuksuzluklarına ses çıkarmayan, hukukun değil siyasetin egemen olduğu baroları kuracak ve böylelikle yanlışlarına dur diyecek kimse bırakmayacaktır. Önümüzdeki günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisinin önüne yine gideceğiz. Bir kez daha bu yasayı geri çekin, bu güzel ülkeye zarar vermeyin, ülke hukukuna, adalete yazık etmeyin, bunun kimseye bir faydası yok diyeceğiz. Değerli yurttaşlarımız; Bu mücadele sizin için, halkımız için, haklarınız içindir. Türkiye hukuk devleti olsun, haklı hakkını bulsun diyedir. Adaletin arandığı değil, adilce dağıtıldığı bir ülkemiz olsun diyedir. Kadınlar ölmesin, katilleri serbestçe gezmesin diyedir. Çocuklar istismar edilmesin, işçiler sömürülmesin, çevre kirletilmesin, hak yerini bulsun, haksızlıklar son bulsun diyedir. Taleplerimizi görünür kılmak, Çoklu Baro yasası sürecinde yaşanan olumsuzluklara dikkat çekmek ve tasarı üzerine iktidarı, tasarıyı geri çekmek konusunda bir kez daha düşünmeye davet etmek üzere, hepinizi bu meydanda oturmaya davet ediyoruz.”