Kadınlardan İstanbul sözleşmesinin feshedilmesine tepki
Muğla'nın Menteşe ilçesinde kadınlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzasıyla İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesini protesto etti. Muğla Kadın Meclisleri adına açıklama yapan Nazlı barut, 'O sözleşmeyi imzalatanlar biziz, mücadelemizle adım adım kadınların yaşam hakkı mücadelesini bu ülkenin meydanlarına kazıyan biziz. Siz bu kararı geri çekeceksiniz.' dedi.
Muğla'nın Menteşe İlçesi Sınırsızlık Meydanı'nda toplanan kadınlar, kadına yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla 2011 yılında TBMM'de onaylanan İstanbul Sözleşmesi’nin, dün gece saatlerinde Cumhurbaşkanı imzasıyla feshedilmesini protesto etti.
"KARARI GERİ ÇEK SÖZLEŞMEYİ UYGULA"
Dün gece yarısı resmi gazetede Cumhurbaşkanı kararı ile aniden kadınları koruyacak ve yaşatacak İstanbul Sözleşmesinden fesh kararını öğrendiklerini belirten Muğla Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri sözcüsü Nazlı Barut, "Bu kararı, tek bir kişi kendi başına aldı. O sözleşmeyi imzalatanlar biziz, mücadelemizle adım adım kadınların yaşam hakkı mücadelesini bu ülkenin meydanlarına kazıyan biziz. Siz bu kararı geri çekeceksiniz.
İstanbul Sözleşmesi kadına karşı yönelmiş her türlü şiddeti önlemeyi, şiddete maruz kalmış kadınlara yönelik etkin soruşturma ve kovuşturma süreçlerinin yürütülmesini ve mevcut şiddetin ortadan kaldırılmasını amaçlayan çerçeve bir sözleşmedir. Kadına karşı şiddetin ve aile içi şiddetin ortadan kaldırılması için bütüncül politikalar üretmeyi ve devletin bu politikaları etkin yürütmesini ve uygulamasını amaçlar.
2008 yılından beri bu güne kadar bu ülkede kaç kadın öldürüldü? 3433 Kadın. 3433 Kadın sadece ve sadece boşanmak istediği için, çalışmak istediği için, okumak istediği ya da evlenmek istemediği yani kendi hayatında dair kendi kararlarını almak istediği için bir erkek tarafından öldürüldü. Sayısını belirleyemediğimiz kadar çok kadın arkadaşımız her türlü şiddet ve tacize maruz kaldı. Bu süreçte kadın cinayetlerinde azalmanın görüldüğü tek yılın 2011 yılı olması tesadüf değildir. 2011 yılında etkin politikalar uygulanarak kadın cinayetlerinin önüne geçilebileceğini ve kadına yönelik şiddetin durdurulabileceğini gördük." diye konuştu.
Barut'un açıklamasının devamı ise şöyle, "Bundan sonraki senelerde de İstanbul sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun etkin uygulansaydı kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddetin azalabileceğini biliyoruz. Biz Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri olarak yıllardır hastane ve adliye koridorlarında, üniversitelerde, iş yerlerinde, meydanlarda yani hayatın her alanında İstanbul Sözleşmesinin uygulanması için, haklarımız için yan yana mücadele ediyoruz. Siz milyonlarca kadını yok sayamazsınız, milyonlarca kadını evlere kapatamaz, sokaklardan ve meydanlardan silemezsiniz. Milyonlarca kadını susturamazsınız! Biz dünyanın yarısıyız. Kadınları korumakla mükellef olan devlet yetkilileri dün gece İstanbul sözleşmesini fesih kararı aldı. Sözleşmenin hazırlanma dâhil olan kadınlar olarak biz sözleşmenin fesih kararını kabul etmiyoruz. Kararı geri çek sözleşmeyi uygula."
"DEVLET KADINA ŞİDDETSİZ YAŞAM HAKKINI TANIMADI"
Muğla Kadın Koalisyonu adına açıklama yapan Avukat Alev Öztürk ise, kadın cinayeti olmadan, şiddete maruz kalmadan geçirilen tek bir günün bile olmadığını belirterek, "İktidar, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı ile kadınları her türlü şiddete karşı korumaktan vazgeçtiğini ilan etti. Bu çekilme ilanının kadın katillerini, tacizcileri, tecavüzcüleri daha da cesaretlendireceği açıktır. Ülke tarihinde ilk defa hem de 'imza törenine ev sahipliği yapmaktan ve ilk imzacısı olmaktan gurur duyulduğu' açıklanan bir insan hakları sözleşmesinden imza çekilmiştir. Bu çekilme kararı Anayasa'ya ve uluslararası insan hakları hukukuna aykırıdır. Karar, Anayasa'nın başlangıç ilkelerinin, değiştirilemez hükümlerinin ve temel hak ve özgürlüklere ilişkin düzenlemelerin ihlalidir. Anayasa'nın 14. Maddesine göre, insan haklarına aykırı faaliyetlerde bulunmak devletin yetkisini açıkça kötüye kullanımıdır. Yasal güvencelerimize dokunsanız da biz kadınlar hayatlarımız ve şiddetsiz bir dünya için mücadelemize devam edeceğiz. Kadınlar olarak dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklerimizden vazgeçmeyeceğiz" dedi.