Kayacık'tan Manidar Açıklama 'Keser Döner Sap Döner, Bir Gün Bunun Hesabı Sorulur'

Türk Kızılay Muğla Şube Başkanlığı görevini yürütürken Milli Güreşçi Hamza Yerlikaya ile ilgili sosyal medya da yaptığı paylaşımın ardından Kızılay Genel Merkezi tarafından görevinden alınan Yusuf Kayacık, yaşanan süreçle ilgili olarak basın açıklaması yaptı. Kayacık 'Dönemler geçer, keser döner sap döner. Bir gün bunun hesabı sorulur. O yüzden bu Genel Merkez yönetimini buradan selamlıyorum.' dedi.

Kayacık'tan Manidar Açıklama 'Keser Döner Sap Döner, Bir Gün Bunun Hesabı Sorulur'

Türk Kızılay Muğla Şube Başkanlığı görevini yürütürken Milli Güreşçi Hamza Yerlikaya ile ilgili sosyal medya da yaptığı paylaşımın ardından Kızılay Genel Merkezi tarafından görevinden alınan Yusuf Kayacık, yaşanan süreçle ilgili olarak basın açıklaması yaptı.

Türk Kızılay Muğla Şube Başkanlığı görevini yürütürken Cumhurbaşkanı Danışmanı, Spor Bakanı Yardımcısı ve Milli Güreşçi Hamza Yerlikaya ile ilgili sosyal medya da yaptığı paylaşımın ardından Yusuf Kayacık ve Yönetim Kurulu Üyeleri Kızılay Genel Merkezi tarafından görevden alınmıştı. Süreçle ilgili Yusuf Kayacık bir basın açıklaması düzenledi. Muğla Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen açıklama da, Yönetim Kurulu Üyeleri Güven Akarken, Taner Kapçı, Ahmet Harmandalı ve Hüseyin Atılgan’da hazır bulundu.

“Keser Döner Sap Döner”

Milli Güreşçi Hamza Yerlikaya’nın Vakıfbank Yönetim Kurulu Üyesi olarak atanması ile ilgili sosyal medyada paylaştığı yorum nedeni ile görevden alınan Yusuf Kayacık açıklamasında; “Öncelikle ben ve arkadaşlarım belirtmek isteriz ki, bugüne kadar çok görevler de bulunduk. Hepimizin ayrı ayrı yerlerde ayrı makamlarda görevleri oldu. Ben gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki, bugüne kadar ki bulunduğum en şerefli, en çok keyif aldığım, sevap işlediğim, insanların duasını aldığım görevdi. Gerçekten muhteşem bir yapının parçası olduk. Tabi bu yapı 152 yaşında bir yapı. Dönemler geçer, keser döner sap döner. Bir gün bunun hesabı sorulur. O yüzden bu Genel Merkez yönetimini buradan selamlıyorum.” dedi.

Kayacık açıklamasını şu şekilde devam ettirdi, “1 buçuk yıl önce göreve geldik. Göreve geldikten sonra öncelikle sorunları masaya yatırdık. Kızılay'ın yapısı içerisinde Muğla'nın yeri nedir diye bununla ilgili çalışmalar da bulunduk. Birkaç aydan sonra mevzuata hâkim olduktan sonra genel merkeze, genel merkez yönetimine, genel müdürlüğe alıştıktan sonra faaliyetlerimize başladık. Haziran ayından sonra, Kızılay'ı daha güvenilir kılmak adına Valilik tarafından bize sunulan kaymakamlığın altında ki binaya taşınarak başladık ilk atağımıza. Gençlik kollarımızı, kadın kollarımızı kurduk. Üniversite yapılanmamızı gerçekleştirdik.  Üniversite Kızılay kolunda şuan da 200'ün üzerinde öğrencilerimiz, yüreği Kızılay için atan gençlerimiz var. Aslında çok güzel başladı. Genel merkez, Genel Başkan Kerem Kınık'la güzel bir ilişki kurduk. Arkadaşlarımızla beraber Muğla'ya genel merkezden ne getirebiliriz diye araştırmasını yaptık. İlk olarak araç eksiğimiz vardı onu güçlendirdik. Bu sayede de daha hızlı bir şekilde daha geniş alanlara müdahale eder, yardım eder hale geldik. Tabi üzgünüm, üzgünüz yapacağımız çok şey vardı. Ben ilk baştan itibaren söylüyorum, Muğla'nın bir ikram aracına ihtiyacı vardı Gerçekten inşallah bizden daha kudretli bir yönetim kurulu gelir, daha aktif, daha çok projeler yaratarak çalışırlar.”

 “Bu Skandala Boyun Eğdik”

2020 yılı başlarında, Kızılay’a yapılan Başkent Gaz’ın bağışlarının Ensar Vakfı’na gitmesine ilişkin haberlerle ilgili, Yusuf Kayacık’ta Kızılay Muğla Şube Başkanı olarak açıklamalarda bulunmuştu. Kayacık bugün yaptığı açıklamasın da ise Genel Başkanın arkasında durmaya çalıştığını belirtti. Kayacık, “2020 yılına, Başkent Gaz denilen kurumun Kızılay'a yaptığı bağış ve bu bağışın Ensar Vakfı, TÜGEV ve oradan Amerika'ya aktarılması ile başladı. Biz o gün bütün enerjimizi kaybettik. Aslında ben bir İl Şube Başkanı olarak Genel Başkanın arkasında durmaya çalıştım. Fakat ertesi günlerde gelen haberlerle durulamayacak pozisyona geldik ve sustuk. Ben ilk gün sadece Kızılay'dan yurt yapılmak üzere Kızılay'a bağışlanmış bir şartlı bağış olarak bunu savunmaya çalıştım. Hakikaten bende öyle olduğunu sandım. Ama 2. ve 3. gün paranın oradan oraya, oradan oraya aktarıldığı gerçeği ile maalesef yüzleşmek durumunda kaldık ve o andan itibaren Kızılay kan kaybetmeye başladı. Biz de Muğla Kızılay olarak, çok ciddi burada bir enerji düşüklüğü yaşadık. Şevkimizi kaybettik. Gençlik kollarımız istifaya kalktı. Biz yönetim kurulu olarak oturduk istifa edelim mi etmeyelim mi diye konuştuk. Ama bizim için söz konusu ola ki Muğla'ydı. Muğla için ne yapabiliriz diye hedeflerimiz vardı. Bu hedeflerin hangisini daha çok gerçekleştirebiliriz diye. Bu yüzden bu skandala boyun eğdik. Bu nedenle bütün Muğla kamuoyundan özür dilemek istiyorum.”

“Müfettiş Şubeye Gelince Şaka Yapıyor Sandım İnanamadım”

Kayacık, Cumhurbaşkanı Danışmanı, Spor Bakanı Yardımcısı ve Milli Güreşçi Hamza Yerlikaya ile ilgili sosyal medya da yaptığı paylaşımın ardından yaptığı paylaşım sonrası görevden alınmasını şu ifadelerle anlattı, “”Ardından malum bir atama. Ve bu atamanın sonucunda beni bilen bilir bir yerde doğru varsa doğru derim yanlışsa yanlış derim. Bunun şahsi hesabımdan yaptım. Ben on yıl veteriner hekimler Odası Başkanlığı yaptım. O zaman da şahsi hesaplarım vardı. Yaklaşık 2005'ten beri Muğla Ticaret ve Sanayi Odası'nda yöneticiyim. Burada da şahsi hesaplarım var. Şahsi hesaplarımla ilgili gerek hükumetle, gerek bakanlıklarla ters düşen fikirlerim olmuştur muhtemelen. Ama hiçbirinde bu güne kadar soruşturma geçirmedim ben ama bir gün müfettiş geldi. Çok şaşırdım şaka yapıyor sandım. İnanılmaz bir şey bu, bana şahsi hesabımla ilgili soruşturma açılmıştı. Soruşturmanın sonucun da yaklaşık bir buçuk ay sonra elimize şöyle bir yazı geldi; “Muğla Kızılay Şube Başkanı Yusuf Kayacık'ın Twitter ve Facebook hesapları üzerinden yapmış olduğu paylaşımların incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde her koşulda, yerde ve zamanda  hiçbir ayrım yapmaksızın tüm insanlığın yararına çalışmak ilkesi ile ülkemizde ve dünyada 152 yıldır hizmet veren Kızılay Derneği'ni toplum nezdinde saygınlığının ve itibarının yok edildiği, her hangi bir belgeye dayanmadan yapılan beyanlar ile kurumumuzun da himayeleri altında olduğu, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı'nı eleştirip kınadığı anlaşılmıştır. Kayacık'ın bu paylaşımı ile tüzüğümüzün Kızılay üyelerinin görevleri konulu 9/H maddesinde Kızılay'ın önemine yakışır, basiret ve özen içinde bulunup Kızılay'a sadakat göstererek, Kızılay'ın maddi ve manevi fikriyle bağdaşmayacak hal ve hareket ile sözlü ve yazılı açıklamalardan kaçınır. Tüzüğümüzün 3519 A maddesiyle Kızılay'ın amaçları doğrultusunda faaliyet göstermek ilkelerini yaymak, Kızılay'ın tanıtımını sağlamak. Toplum katında saygınlığını sağlamak ve yükseltmek yükümlerine aykırı davranmadığı tespit edilmiştir.” Soruyorum size ben geldiğimden beri Kızılay'a yakışmayacak bir hareketimi gören oldu mu.  Antidemokratik herhangi bir siyasi parti ye yakın başka bir siyasi partiye uzak bir hareketimi gören olmuş mu. Her STK bütün siyasi hareketlere eşit mesafede olmalıdır. Hiçbir STK bir siyasi partinin arka bahçesi olmamalıdır şiarıyla kurulmuş bir yönetim kuruluyuz.”

“Yönetim Kurulunun Suçu Nedir”

Şahsi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımdan sonra Kızılay Muğla Şubesi Yönetim Kurulu’nun da görevden alınmasına ilişkin Kayacık şu ifadelere değindi, “Ben bu kararı Sayın Kerem Kınık'a iade ediyorum. Kızılay'ın vakarını, Kızılay'ın şerefin, Başkent Gaz'ın yaptığı bağışta kendisi nasıl koruduğunu gösterdi. Cümle âleme kanıtladı. Ben kendisine iade ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti'ne vergiden kaçırmak diye bir ibare koydu. Kızılay'ın vakarını bu şekilde mi koruyor, kendisine sormak istiyorum. Kendisine de bunu iade ediyorum. Yasal haklarımızı da kullanacağımızı herkesin bilmesini istiyorum. Bu tweet’i ben attım tweetinde arkasındayım. Tweet'te, yalan, yanlış, iftira yok. Bu tweet yanlışsa bana suç duyurusunda bulunursunuz. Savcılar gereğini yapar Yönetim Kurulu’nun suçu nedir. Demokratik yollarla burada seçilmiş Yönetim Kurulu'nu nasıl görevden alıyorsun. Ben Yönetim Kurulu’nun göreve iade edilmesini ve bu hukuksuzluktan derhal vazgeçilmesini düşünüyorum. Zaten bu kararın hukuki değil, siyasi bir karar olduğunun net göstergesidir. Bu Yönetim Kurulu’nun ve Yusuf Kayacık'ın Atatürkçü Liberal Demokrat duruşu bu Kızılay yönetimine bir gömlek fazla gelmiştir.”