'Meslektaşlarımızı birbirimizi yalnız bırakmamaya çağırıyoruz' 

Geçtiğimiz günlerde Bursa'da, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde kalp damar cerrahisi bölümünde baş asistan olarak çalışan 35 yaşındaki Mustafa Yalçın'ın damar yolundan ilaç vererek kendini uyuttuğu ve donarak öldüğü belirlenmişti. Yalçın’ın geride bıraktığı intihar mektubunda ise mobbinge maruz kaldığını anlattığı belirtilmişti. Sağlık çalışanları, #MobbingCinayettir etiketi ile karşılaştıkları mobbinge isyan etti. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Tıp Fakültesi Asistanlarından ise “Genç hekimler mobbing ve tehdite maruz bırakılarak günden güne intihara sürükleniyor.” denilerek tüm hekimlere açık mektup yazıldı ve asistanlara birlik olma çağrısı yapıldı. 
“Bu Haberler Buzdağının Sadece Görünen Kısmı”
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Tıp Fakültesi Asistanlarından Tüm Hekimlere Açık Mektup başlığıyla paylaşılan açıklamada, “Son olarak Uludağ Üniversitesi Kalp Damar Cerrahisinde eğitim görürken maruz kaldığı kötü koşullar ve mobbing nedeniyle yaşamına son verdiğini haber aldığımız genç meslektaşımızla birlikte giderek artan genç hekim ölümleri kendimiz ve meslektaşlarımızla ilgili kaygımızı artırmaktadır. Gün geçmeden bir yenisi gündeme yansıyan bu haberlerin buzdağının sadece görünen kısmı olduğunu genç hekimler olarak biliyoruz. Genç hekimler birçok sağlık kuruluşunda eğitim almak için orada bulundukları göz ardı edilerek insanlık dışı çalışma koşulları, mobbing ve tehdite maruz bırakılarak günden güne tükenişe ve intihara sürükleniyor. Eğitimimiz ve mesleki gelişimimiz gözetilmeksizin sadece işgücü olarak görüldüğümüz bu sistemin bir yandan genç hekimlerin ruh ve beden sağlığını ciddi şekilde bozarken diğer yandan verilen sağlık hizmetinin kalitesini ciddi anlamda düşürdüğü açıktır.” ifadeleri kullanıldı.
“Asistan Hekimler Tek Başına Çalışmak Zorunda Kalıyor” 
Tıp Fakültesi Asistanları tarafından yazılan mektup şu ifadelerle sonlandı, “Çoğu asistan hekim oldukça zorlu bir eğitimi ve sınavı başarıyla sonuçlandırıp görmeye hak kazandığı eğitimi almak üzere geldiği "Tıp Fakülteleri" ve "Eğitim ve Araştırma" hastanelerinde eğitim verilmeksizin "kervan yolda düzülür" mantığıyla tek başına servislerde polikliniklerde aktif olarak çalışmak zorunda kalıyor. İzin kullanmaksızın uzun saatler boyunca nöbet tutup aynı zamanda mesailerine devam ediyor. Tüm bu yoğunluğun içerisinde kimi zaman görevi veya yetkisi olmayan başka işleri yapması da beklenen asistan hekimler bilimsel çalışmalardan ve eğitimden mahrum kalıyor. Çoğu zaman mesleğini yalnızca kendi çabalarıyla akranlarından öğreniyor. Çoğu sağlık kuruluşunda işleyiş tamamen asistan hekimler üzerinden dönüyor. Çoğu zaman fatura genç hekimlere kesiliyor. Sağlıkta şiddete en çok ön safta duran genç hekimleri vuruyor. Asistan hekimlerin mevcut kötü koşullarla veya eğitim talebiyle ilgili bir geri bildirimde bulunması halinde ise paylarına; akla mantığa sığmayan ‘Vaktiyle biz’ gibi sözlerle başlayan işlevsiz açıklamalar, nöbet cezaları, eğitim hakkından mahrum bırakılma ve uzmanlık yeterliliğini alamama gibi tehditler, soruşturmalar ve mobbing düşüyor. Tüm meslektaşlarımızı bu yolda gayret etmeye, birbirimizi yalnız bırakmamaya ve hep birlikte değiştirmeye çağırıyoruz.”