Rektör Çiçek, Muğla Gündemi'ne Konuk Oldu

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Çiçek, FRT TV'de gazeteci Cem Kaytan'ın hazırlayıp sunduğu 'Muğla Gündemi' programında en çok merak edilen sorulara cevap verdi.

Rektör Çiçek, Muğla Gündemi'ne Konuk Oldu

PROF. DR. ÇİÇEK, "SIRADIŞI BİR DURUM"
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Çiçek, FRT TV'de gazeteci Cem Kaytan'ın hazırlayıp sunduğu 'Muğla Gündemi' programında en çok merak edilen sorulara cevap verdi. Çiçek, Covid-19 pandemisi nedeniyle sıradışı bir durumun yaşandığına dikkat çekerek; "Bu süreç tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de yönetilmek zorunda. Biz şimdi öğrencilerimizle yaz okulunda bir araya gelelim diyoruz ama gelemeyeceğimiz birçok öğrencimiz olabilir, kaybedebiliriz.  Bir öğrencimizi kaybetmenin psikolojik olarak bende yaratacağı deformasyon çok yüksektir" diye konuştu. 
FRT TV'de gazeteci Cem Kaytan'ın hazırlayıp sunduğu 'Muğla Gündemi'nin bu haftaki konuğu Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Çiçek oldu. MSKÜ Atatürk Kültür Merkezi Konferans salonunda canlı olarak ekranlara gelen program büyük ilgiyle izlendi. Programda Çiçek, zaman zaman öğrencilerden gelen soruları da cevapladı.
MSKÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Çiçek, merhum Sıtkı Koçman'ın adını yaşatmak için bu sene Sıtkı Koçman Ödülleri başlattıklarını belirtti. Çiçek,"Sıtkı Koçman çok farkli bir isim. Her alanda. Ulaşım, yatırım, iyi bir girşimci, hepimiz için çok önemli bir örnek. 'Sarı Ceketli Mühendis.' Mühendis kökenli. Madencilik yapmış. Türkiye'de ilk otomobil firmasını kuran kişilerden. Bunun gibi birçok alanda önderlik yapmış, örnek bir insan. Bana göre insanın yapabileceği en iyi yatırım bu" dedi.
Öğrencilerine çok güvendiğinin altını çizen Çiçek, "Burada geçtiğimiz sene 800 tane faaliuet yaptık. Böyle bir rakam Türkiye'de yok. Öğrenci toplulukları hedeflediğimiz şeyi fazlasıyla verdi. Eğer bu yıl pandemi olmasaydı ancak uzaktan da olsa bizim bağlarımız kopmadı. Pandemi olmasaydı MSKÜ bu yıl çok farklı bir havada olacaktı. Bu sene öğrencilerimiz 30 tane TUBİTAK projesi aldı. Bu önceki yıllarda 3-4 taneydi. 3 boyutlu yazıcı üreten öğrencilerimiz var. Teknofest'te birinci olan öğrencilerimiz vardı. Bu tarz dereceler sürekli gelecek. Biz onlara sürekli destek oluyoruz. Biz geleceği gençlerle yakalayacağız. Geleceği en yakın onlar yakalayabilir" dedi.
Moderatör Cem Kaytan'ın "Göreve başladığınızda Muğla ve MSKÜ'yü birleştireceğim demiştiniz. Yani bir kent bütünlüğü olacak demiştiniz. Becerebildiniz mi?" sorusuna Rektör Prof. Dr. Çiçek şöyle cevap verdi: 
 "Şu ana kadar fazlasıyla bunu yapabildiğimi düşünüyorum. Biz yönetim anlayışı olarak şuna inanmıyorum. Sadece öğrenci gelir. Bu sistemi iyi anlamak lazım. Bu benim önerdiğim sistemin adı 'Toplam kalite' deniliyor. Toplam kalitenin en iyi olması gerekiyor. Toplam kaliteyi yakalayamazsanız bunları yapamazsınız.  Biz her yaptığımız şeyde bir ürene dönük, bir sonuca dönük hareket etmek zorundayız. Bu bağlamda baktığımız zaman. Biz şehirde ne yapıyoruz. Bizim bölümlerimiz ne yapmalı. Bizim öğrencilerimiz nasıl örnek olmalı. Öncelikli olarak öğrencilerimize hocalarımızın yol gösterici, klavuz, referans olması lazım. Nasıl olacak? Hocamız sadece ders anlatıp gitmeyecek. O anlattığı dersi nasıl uyguladığını çevrede. Benim sisteminde sadece üniversite yok. Benim sistemimde bir de üniversitenin çevresi var. Bi,z çevremizle etkileşimde bulunmak zorundayız. Bazen bir ürün üretiriz somut bir şeydir. bazen fikir üretirsiniz. Bunu yapıp topluma kazandırdığınızı gösterirseniz eğer o zaman öğrenciniz de derki 'Benim öğrendiklerimiz gerçekten bu işe yarıyormuş.' Diğer türlü havada kalır.
YEREL YÖNETİM  ÇÖZEBİLİR
Öğrencilerimiz şehir merkezine gidiyor. Ama burada belediyeye de görev düşüyor. Otobüs ücreti düşürülebilir. Bir trafik sorunu, dolmuş ücrelerinde bir iyileştirme olursa eğer tahmin ediyorum öğrenciler şehri seveceklerdir. Çünkü ben her iki yanı da gören biriyim. Ama şehirde de kalan öğrenciler var. Ama aradaki mesafenin çözülmesi lazım. Yerel yönetim bunu çözebilir. Büyük kazanımlar hemen olmaz. Eğer mutlu bir şehir, mutlu bir halk istiyorsanız  öğrencileri mutlu etmeniz lazım. Bakın bugün pandemi nedeniyle öğrenci yok. sakin bir şehir. Şimdi herkes keşke öğrenci olsa diyor."
Muğla'daki öğrencilerinin çoğunluğunun konut sorunu yaşadığını hatırlatan Kaytan, bu soruna nasıl bir çözüm bulunması gerektiğini sorduğu soruya Çiçek, şu şekilde cevapladı:
 "Yerleşkelerimizde bu sorun çok fazla değil. Merkezde ağırlıklı olarak bu sorun var. Ama bu sorunu da kısa sürede aşacağız. Çünkü hemen Tıp Fakültemizin üst tarafında 4 bin kişilik 2 bini erkek 2 bini kız olmak üzere yurtlarımız tamam. Bundan sonra bu eksiklik ciddi şekilde azalacaktır. Fiyatlarda stabil olacaktır. Bu eylül ayında bir kısmı hizmete geçecek. Diğer kısmı da hemen akabinde hizmete alınacak." 
MUĞLA'MIZDA MİLLİ DEĞERLER DAHA FAZLA ÇIKMAYA BAŞLAYACAK
Teknopark Muğla'ya ne getirecek sorusuna Çiçek; "Teknopark anlam olarak fikirlerin somut ürünlere dönüştürüldüğü, innovatif, yenilikçi fikirlerin, ürünlerin. AR-GE nitelikli ürünlerin üretilmesinin planlandığı, bunu da belli şirketlerin bunu yapmak için hedeflediği ve kendine bir yer aradığı bir yer olarak düşünebiliriz. Bu yerde gelip faaliyet göstereceklere öncelikli olarak AR-Ge ürünleri hedefliyor olması lazım. Bu bir öğrencimizde olabilir, akademisyenimizde olabilir. Özel bir teşebbüste olabilir. Buraları AR-Ge'yi, inovatif ürünleri hızlandıracak, ivmelendirecek bir zemin gibi düşünelim. Tabi birçok vergide avantaj oluyor. Bunlardan faydalanarak hem öğrencilerimiz hem öğretim elemanlarımız hem de girişimciler, inovatik girişimciler buarada kendilerine yer bulacaktır. Böylelikle Muğla'mızda milli değerler daha fazla çıkmaya başlayacaktır" dedi.
BİZ ÖĞRENCİ İÇİN VARIZ
Programda öğrencilerin sorularına da cevap veren Çiçek, "Ben bu sorunlarla tek tek ilgileniyorum. Değişik bölümlerden benzer sorular aynı kayguyla mail geliyor. Ben bunları gruplayıp hemen ilgili hocalarımıza iletiyorum. Öğrencilerimiz şunu iyi bilsinler. Biz öğrenci için varız. Öğrenci yokken buralar virane. Buralar anlamsız. Bir kere bunu buradan söyleyelim. burada hiç kimsenin ben dahil öğrenci yoksa anlamı yok. Öğrencilerimizin bizim burada olma nedenimizin onlar olduğunu bilmesi lazım ve bize güvenmeleri lazım. Biz sizin sosyal medyadan paylaştığınız her şeyi takip ediyoruz. Bunu takip eden ekiplerimiz var. Ben dahil takip ediyorum. Hemen yönlendiriyoruz. Neticelendirdiklerimize dönüyoruz. Biz bazı şeylere cevap vermiyorsak bu bizim kayıtsızlığımızdan değil. Farklı bir süreçten geçiyoruz. Bunu anlamak lazım. Şuan bir salgınla muhattabız. Dolayısıyla farklı bir süreçteyiz. Sıradaşı! Bu süreç tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de yönetilmek zorunda. Biz şimdi öğrencilerimizle yaz okulunda bir araya gelelim diyoruz ama gelemeyeceğimiz birçok öğrencimiz olabilir, kaybedebiliriz.  Bir öğrencimizi kaybetmenin bende yaratacağı deformasyon çok yüksektir psikolojik olarak. Bu bir öğretim üyesi de olabilir çalışan da olabilir. Şimdi bir hareket demek otobüslere binmek demek. Etkileşmek demek. Dolayısıyla bunun sonucunda olabilecek şeylere biz cevap veremeyiz. Biz nasıl davranıyoruz. Bizimde büyüklerimiz var. Bizimde üstlerimiz var. Üstlerimizden biz işaret alırız. Şuanda yüz yüzeyle ilgili somut birşey yok. Ben rektör olarak risk alıp böyle birşey yaparsam, birine birşey olursa bunun cevabını ben hiç bir şekilde veremem. Öğrencinin ailesine de veremem kendime de veremem  yukarıya da vermemem. 
BİZ ÇEVRİMİÇİ (ONLİNE) BU İŞE VARIZ
Biz her hafta toplantılar yapıyoruz. Takip ediyoruz. Öbür üniversiteler ne yapıyor? Yüz yüze eğitim yapan üniversite yok. Biz her şeyi araştırıyoruz. Biz çevrimiçi (online) bu işe varız. Sınavlarda anlık olacak. Şuanda bunun hazırlıklarını yapıyoruz. Hocalarımızdan da hangi dersleri vereceklerine dair talep topladık. Onları alıyoruz. O alanlarda dersleri açacağız. Derslerin hangisi olacağı henüz netleşmedi. Uygulamalı dersler için ancak şunu söyleyebilirim: Pandemi dönemiyle ilgili gevşeme yapabilirsiniz, kısmen yüz yüze yapabilirsiniz derlerse bize biz o zaman en kötü ihtimal ağustos ayı başında başlamak üzere sıkıştırarak öbürkü seneye yetiştirmek için ikinci bir yaz okulu olabilir. Her anı kontrol etmek zorundayız. Biz üniversiteyiz. Basit hatalar yaparsak herkes yapar."
GELECEK DİJİTAL
Türkiye'de uzaktan eğitim yapan ilk 10 üniversite arasına MSKÜ'nün de yer aldığını hatırlatılması üzerine Çelik şunları söyledi: "Biz geleceğe öğrenciler yetiştiriyorsak, yetiştireceksek geleceği de sezmemiz, algılamamız gerekiyor. Gelecek dijital. Teknolojiler üzerine kurulu. Bu böyle duruyorken bizim kayıtsız kalmamız mümkün değildi. Dolayısıyla biz uzaktan eğitim merkezi üzerinden bu faaliyetlerin hızlandırılması için, şuanda öğretim elemanlarımıza ders yükleme sistemimiz var. Ara yüzler bunlar. Bu ara yüzlerin kullanımıyla ilgili 1 yıldır eğitim veriyoruz. 300'e yakın hocamızı sertifikalı hale getirdik. Şuanda binin üzerinde hocamız bu sistemi kullanıyor. Ve onları da ilave eğitimler vererek  sertifikalandıracağız. Önemli olan ileriyi görmek. Bu değişimle yüz yüze kalmak bizi hiç zorlamadı. Hemen adapte olduk. Şuan alt yapıyı daha da güçlendiriyoruz. Üniveriste olarak eğitim öğretim meteryallerinde 3 boyuta geçmek istiyoruz. Bu anlayış bizde oluştuuğu için biz bunda zorlanmadık. İlk 10'a girmemiz bize sürpriz olmadı. Bunu daha da yukarılara taşıyacağız."