Fethiye'de bulunan büyüleyici hayalet köy
Fethiye'nin tarih kokan beldelerinden olan Kayaköy, yüzyıllardır varlığını sürdüren antik bir kent. Kayadan yapılmış evleri ve senelerdir yapısını koruyan mimarisiyle tatil planlarının vazgeçilmezi olan kent, şehir hayatından uzaklaşıp kafa dinlemek isteyenler için oldukça ideal bir seçim. Terk edilmiş olan köy şimdilerde adeta hayalet bir köyü andırıyor. Peki, Kayaköy neden terk edildi? Kayaköy'ün tarihi ne?
Kayaköy Nerede?
Ege bölgesinin parlayan incilerinden biri olan Kayaköy, Muğla'ya bağlı Fethiye beldesinde bulunuyor. Fethiye'ye yaklaşık 14 km uzaklıkta olan belde, Muğla şehir merkezine ise yaklaşık 137 km uzaklıkta. Kökleri milattan önceye dayanan bu mucizevi kente nasıl ulaşılacağını da merak ediyor olabilirsiniz.
Kayaköy'e Nasıl Gidilir?
Özel aracınız ile İstanbul'dan 9 saatte, Ankara'dan 7 buçuk saatte, İzmir'den ise 4 buçuk saatte gidebilirsiniz. Dalaman Havaalanı'na yaklaşık 40 km uzaklıkta olan Kayaköy'e, Fethiye bölgesine geldikten sonra Afyon-Burdur yolunu izleyerek ulaşabilirsiniz. Özel aracınız dışında Fethiye-Kayaköy arası çalışan minibüs hattını da tercih edebilirsiniz.
Kayaköy'ün tarihi nedir?
Osmanlı Döneminde eski Karymlassos kalıntıları üzerine, Rumlar tarafından kurulmuş olan bu köye “Levissi” ismi verilir.
Yörede Türkler ovada yani daha düzlük alanlarda yaşam sürerken, Rumlar yamaçlardan aşağı kurulan bu köyde hayatlarına devam ederler.
Zamanla köyden ziyade bir kasaba özelliği gösterir Levissi. Nüfusu artar, halkı tarımla uğraşır ve civar köylerden göç alır. 10 bin kişilik bir nüfusun varlığından söz edilir o dönemde.
Levissi’de kurulan okullarda eğitim devam eder, sağlık hizmetleri artar kendi eczanelerini kurarlar. Postanesi olan köyün gazete bastığı da bilinir. Bölgedeki ilk matbaa burada kurulur, ilk gazete burada basılır. Köyün meşhur gazetesi “Karya” ismiyle halka ulaşır. Kiliselerinden çan sesleri yükselen köyde 2 büyük kilise ve bir çok şapel bulunur. Ortodoks Rum ahalisinin tarımla, zanaatla ve ticaretle uğraştığı Levissi en refah günlerini yaşar.
1800’lerde Anadolu’nun batısında ilk başlayan ayaklanmalar sık sık devam edip akabinde bastırılsa da, Balkan harpleriyle beraber yıllarca dostça yaşayan Türk-Rum ahalisi arasına tedirginlikler ortaya çıkar. Balkan harpleri ardından I. Dünya Savaşı ve son nokta olan Türk Kurtuluş Savaşı ile Türk milleti oynanan oyunlara bir son vererek Anadolu’yu Yunan ve İngiliz işgalinden kurtarır.
Türk Kurtuluş Savaşı’nın zaferle kazanılmasının ardından Yunanistan ve Türkiye arasında tarihte eşi benzeri görülmeyen bir anlaşma yapılır. 30 Ocak 1923’de imzalanan Mübadele; din kıstası baz alınarak, Müslümanlarla Hristiyanlar’ın yer değiştirmesi olarak gündeme gelmiştir. Mübadele sonucu ise binlerce Hristiyan Rum ve Türk Yunanistan’a göç etmiştir. Yunanistan’dan ise bir çok müslüman Anadolu’ya göç etmek zorunda kalmıştır.
İşte Kayaköy (Levissi) o gün sessizliğe bürünmüştür...
Buradan göç edecekleri söylenen halk ilk başta kısa süreliğine gidip tekrar geri döneceklerini sanmıştır. O yüzden köyü terkederken eşyalarını Türk komşularına emanet edip bir bavulla köyden ayrılmışlardır. Gidenlerin bir daha dönüşü olmamış, boşaltılan bu köye ise Yunanistan’dan mübadiller getirilmiştir.
Yunanistan’dan getirilen mübadiller ise buradaki yaşama ve yerleşime uyum sağlayamamışlardır. Yamaçlardan aşağı kurulan bu köy onların çiftçi yaşamları için büyük bir zorluktu. Dolayısıyla gelenler buradaki evlere yerleşmediler, etrafta kendilerine uygun olan yerlere kaydılar.
Terkedildi Levissi, terkedildi Kayaköy... Mübadillerin ardında kalan ise sessizliğe bürünen bir “Hayaletköy” oldu.