TMMOB '5 Haziran Dünya Çevre Günü' Adeta Sermayenin Günah Çıkarma Günü Olarak Kutlanmaya Devam Etmektedir'

TMMOB Muğla İl Koordinasyon Kurulu tarafından, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla bir açıklama yapıldı. Açıklamada 'Ekolojik yıkımın en üst seviyeye çıktığı, bütün canlıların yaşam alanlarının daraldığı, yok edildiği günümüzde, '5 Haziran Dünya Çevre Günü' adeta sermayenin günah çıkarma günü olarak kutlanmaya devam etmektedir.' İfadelerine yer verildi.

TMMOB '5 Haziran Dünya Çevre Günü' Adeta Sermayenin Günah Çıkarma Günü Olarak Kutlanmaya Devam Etmektedir'

TMMOB Muğla İl Koordinasyon Kurulu tarafından, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla bir açıklama yapıldı. Açıklamada “Ekolojik yıkımın en üst seviyeye çıktığı, bütün canlıların yaşam alanlarının daraldığı, yok edildiği günümüzde, “5 Haziran Dünya Çevre Günü” adeta sermayenin günah çıkarma günü olarak kutlanmaya devam etmektedir.” İfadelerine yer verildi.

Türkiye Mühendis ve Mimarlar Odası Birliği (TMMOB) Muğla İl Koordinasyon Kurulu şubesinde yapılan açıklamayı İKK İl temsilcisi Görkem Acar yaptı. Acar, açıklamasında şunları kaydetti;

“2020 Dünya Çevre Günü teması ise biyoçeşitliliktir. Yıl boyu gündemde olacak bu konu, 1993 yılında imzalanan Birleşmiş Milletler (BM) Biyoçeşitlilik Sözleşmesi, BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve 2020 sonrası iklim değişimiyle mücadelenin yol haritası Paris Anlaşması çatısında güzelim gezegenimizin zenginliklerinin geleceğini kapsamaktadır.

Biyoçeşitlilik, diğer bir deyişle biyolojik çeşitlilik gezegenimizin yaşam çeşitliliğidir.

Dünya ekosisteminde yaşayan bütün canlılar; birbirlerinin var olma ve yaşamlarını sürdürebilme nedenidir. Yaklaşık 8 milyar nüfusu ile İnsanlar bütün canlıların ancak bide birini oluşturmasına karşın, yüzde 82 oranındaki bitkiler, yüzde 13 oranındaki bakteriler, yüzde 5 oranındaki böcekler, mantarlar, balıklar ve diğer canlılar üzerinde baskı oluşturarak, kendisi dışındaki bütün canlıların kaderini belirlemektedir.

Ekolojik yıkımın en üst seviyeye çıktığı, bütün canlıların yaşam alanlarının daraldığı, yok edildiği günümüzde, “5 Haziran Dünya Çevre Günü” adeta sermayenin günah çıkarma günü olarak kutlanmaya devam etmektedir.

Sermaye; varlığını, sadece emek sömürüsü ile devam ettiremeyip, bütün canlıların yaşam alanlarındaki kaynaklara el koyarak sürdürmeye çalışmaktadır. Kaynakları tüketmekle kalmayıp, doğayı üretim artığı depo olarak kullanmaktadır.

Türkiye’de de durum farklı değildir. Sermayenin, ekolojik yaşam alanlarındaki yıkımı görmezden gelen politikaları ile sadece insan yaşam alanlarını ilgilendiren “çevre” kirliliğine dikkat çekilmekte, ara verilmeden ekolojik yaşam alanlarına saldırıya devam edilmektedir.

Ülke genelinde bütün ekolojik yaşam alanları, maden, enerji, havalimanı, inşaat gibi yıkım projeleri ile sermayenin bitmeyen açlığına feda edilmektedir.

İçinde bulunduğumuz günler, aynı zamanda Gezi Direnişinin yıldönümü. 7 yıl önce birliktelikten güç alarak ülkenin dört bir tarafında doğayı korumak için, özgürlük, barış, adalet ve insanca bir yaşam için ülkemizin en kitlesel hareketi olan Gezi Direnişi yaşandı. 

Çevre sorunlarının bütün dünya toplumları için büyük bir tehdit oluşturmaya devam ettiği koşullarda, tüm insanların Gezi günlerindeki duyarlılıkla doğa tahribatlarına karşı çıkması, çevre sorunlarına karşı önlem alması, önlemleri takip etmesi ve doğaya çevreye uygun davranış geliştirmeleri zorunluluktur.

Tüm dünyada yaşanan pandemi süreci göstermiştir ki, dünyaya ve çevreye gösterilmesi gereken önem ve tutumlar yeniden gözden geçirilmelidir. İnsan faktörünün bulunmadığı doğal ortamlar hızla düzelmiş ve gelişmiştir. Bu sebeple, daha yaşanabilir bir dünya ve sürdürülebilir bir gelecek için, doğal kaynaklara bakış açısının, üretim ve tüketim kalıplarının ve en önemlisi olan alışkanlıklarımızın değişmesi gerekmektedir.

Bizler bu ülkenin mühendis, mimar ve şehir plancıları olarak gelecek kuşaklara sağlıklı, yaşanabilir bir çevre bırakma amacıyla, bu doğrultudaki çalışmalarımızı sürdürmeye kararlılıkla devam edeceğimizi 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde bir kez daha belirtiriz. TMMOB, işlevsizleştirilme girişimlerine rağmen, yaşadığımız toplum için, doğa ve çevre için toplumsal sorumluluğunu her koşulda yerine getirecektir.

Fritz Schumacher ìn dediği gibi: "Doğru olduğunu düşündüğümüz şeyi yapmalıyız Çünkü eğer doğru şeyi yapmazsak, yanlış şeyi yapacağız ve iyileşmenin değil felaketin bir parçası olacağız”