Dispanser Cinayeti duruşmasında tanık dinlendi

Fethiye'de ayırmak istediği kavgada bıçaklanarak hayatını kaybeden Habertürk Gazetesi eski grafikeri Barış Bektaş'ın cinayeti ile ilgili duruşmada bir tanık daha dinlendi. Duruşmaya beklenen diğer 2 tanığın ise katılmadığı Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, sanık avukatlarının tahliye talebi reddedildi.

Önceki duruşmada Cumhuriyet Savcısı'nın iddianamede müebbet hapis cezası istediği 2 sanığın tutuklu yargılandığı davada duruşmaya katılan bir tanık olayı bir kez daha anlattı. Maktul Barış Bektaş'ın eşi duruşmada yaptığı beyanda, "işlenen suçu tarif etmek için kasten adam öldürme tanımı bile yeterli değildir. Canice yapılmış bir eylemdir" ifadelerini kullandı.
Fethiye'nin Cumhuriyet Mahallesi Dispanser Sokak'ta 24 Ekim 2019 akşamı iş yerinin karşısında alkollü vaziyetteki Cem O. isimli şahsın elinde bıçakla, gelişi güzel bağırmasını önlemeye çalışan Barış Bektaş, yoldan geçmekte olan 3 kişinin daha bu kavgaya karışması ile kavganın ortasında kalıp bıçakla öldürülmüştü. Sırtından ve midesinden aldığı 2 bıçak darbesi ile kanlar içinde kalan Barış Bektaş kaldırıldığı özel hastanede hayatını kaybetmişti. Olaydan sonra göz altına alınan Hasan Hüseyin Ç. ve Serhat K. (21) tutuklanarak cezaevine gönderilirken Cem O., ve F. E. ise serbest bırakılmıştı.
Gazeteci Barış Bektaş'ın taraflar arasındaki kavgayı ayırmak isterken bıçaklanarak öldürülmesi üzerine Fethiye Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davada ilk duruşmada iddianame okunurken tutuklu sanıklar Hasan Hüseyin Ç. ve Serhat K. için müebbet hapis istenmişti. Kovid-19 süreci nedeniyle ertelenen duruşmalar, normalleşme ile yapılmaya başlarken; günün duruşmasında bir tanık daha dinlendi. Tutuklu sanıklar Hasan Hüseyin Ç. ve Serhat K., Seydikemer Eşen T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldılar.
OLAYI ANLATTI
Tanık Z.M.P. olay tarihinde berberde bulunduğunu, berberden çıktığı anda bir arbede yaşandığını gördüğünü, oraya doğru gittiğini, iki kişinin kavga ettiğini gördüğünü söyledi. Tanık Z.M.P. kavga edenleri tanımadığını, rahmetli olan kişinin bu ikisini ayırmaya çalıştığını belirterek "Hasan abi, heralde, yanındaki kişiyle olay yerine geldi. Önce ayırmaya çalıştılar. Sonra diğer abi sesini yükseltip onlara karşı çıkınca ortalık karıştı. Arbede başladı. Kavga etmeye başladılar. Vefat eden kişi, benim ayağımın yanına düştü. Öylece kalakaldım. Vefat eden abinin dizlerinin üstüne düştüğünü gördüm. Sonra benim önüme doğru yıkıldı. O anda şoka girdim. Gerisini hatırlamıyorum. Kimin bıçakladığını tam olarak hatırlayamıyorum" şeklinde konuştu. Tanık Z.M.P. bir soru üzerine maktulün elinde bıçak görmediğini de ifade etti. Duruşmada Hasan Hüseyin Ç. daha önceki yazılı ve sözlü savunmalarını tekrar edip tahliye isterken müdafi avukat Berna Yüksekdağ da suç anı, çevresel etkenlerin nazara alınmasını dikkate çekerek "birbirlerini tanımayan maktul ve sanık bir kaos ortamında karşılaşmışlar. Gece geç vakitte herkesin alkollü olduğu bir ortam vardır. Şahıslardan birisi elinde bıçakla bağırmaktadır. Faillerin hareketlerini öncelikle ele alırsak kızgınlık, öfke, ruhsal çöküntü durumlarının suç işlemedeki etkenlere nazara alındığında kanun bu durumu, suçu düzenlerken kusurluluk saymıştır. Haksız tahrik failin kusuru ortadan kaldırmayan fakat kusurunu azaltan nedenler olarak yer almaktadır" şeklinde geniş bir beyanda bulunup müvekkili için tahliye ve beraat talebinde bulundu. Sanık Serhat K. da tahliye ve braatını talep ederken müdafi avukat Hasan Hüseyin Kocaman da dosyadaki tanık beyanlarını hatırlatıp müvekkilinin diğer sanığı tutmaya çalıştığını hatırlattı. Avukat Hasan Hüseyin Kocaman "müvekkilimizin suça iştirak etmediği ve olay üzerinde hakimiyeti olmadığı ortaya çıkmaktadır. Faillikte iki husus aranmaktadır. Suç işleme kararı ve suç üzerinde hakimiyet kurma şartı vardır. Müvekkilimizin suç üzerinde hakimiyet kurmayıp diğer sanık ile maktulü ayırmaya çalıştığı ortadadır. Tek suçu olayı ayırdıktan sonra bıçağı eline almasıdır. Uzun zamandır tutukludur. Tahliyesini ve beratını talep ediyoruz" dedi.
EN AĞIR CEZA VERİLSİN
Kavgayı ayırmak isterken öldürülen Barış Bektaş'ın eşi Selma Bektaş ise" İşlenen suçu tarif etmek için kasten adam öldürme tanımı bile yeterli değildir. Canice yapılmış bir eylemdir. Kasten bıçaklama, bilerek ve isteyerek bıçaklama vardır. Her iki sanık için de en ağır ceza ne ise onun verilmesini talep ediyorum" dedi. Katılanlar vekili Avukat Deniz Erşanlı da önceki beyanları tekrar edip " Tanık beyanların tümü bittikten sonra beyanda bulunacağız. Sanık vekillerinin savunmasının somut olayla ve olayın oluşuyla ilgili bir ilgisi bulunmamaktadır. 10 tanık hazırlık aşamasında tespit edilip dinlendi. 6 tanık da savunma tarafınca bildirildi ve dinlendi. Bundan ayrı yeni tanık dinlenmesini, davaya yarar getirmeyeceği düşüncesindeyiz" dedi.
Duruşma diğer tanıkların dinlenmesi için ileri tarihe ertelenirken, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. (ERDOĞAN KARAGÖZ)

Bakmadan Geçme