Rıfat Çığ'ın eşi hayatını kaybetti
Uzun yıllar Muğla'da yaptığı çalışmalar kapsamında Fethiye'de Kanal F ve FRT Televizyonu'nda yaptığı 'Ayak İzleri' belgeseli ile tanınan, sonrasında 2006 yılında kurulan İz Tv'de yaptığı 'Ayak İzleri' belgeseliyle bir anda Türkiye'nin tanınmış belgeselcileri arasına giren Rıfat Çığ'ın hayat arkadaşı Aysel Hızlan Çığ hayatını kaybetti. Çığ ailesi merhume Aysel Hızlan Çığ'ın organlarını bağışlama kararı aldı.
Antalya'da geçirdiği beyin anevrizması sonucu bir haftadır hastanede yatan Aysel Hızlan Çığ, yaşamla verdiği mücadeleyi kaybederek hayata gözlerini yumdu.Antalya'da hayatlarını sürdüren çiftten Aysel Hızlan Çığ, geçtiğimiz hafta yaşadığı beyin anevrizması nedeniyle bir haftadır hastanede yoğun bakımdaydı. Üst üste geçirdiği ameliyatlara cevap vermeyen Çığ, genç yaşta hayata veda etti.
BİLSE BİZE SEVGİYLE SARILIRDI
AKDENİZ Üniversitesi (AÜ) Hastanesi Yoğun Bakım Servisi'nde beyin ölümü gerçekleşen Aysel Hızlan Çığ'ın (55) tüm organları, bağışlandı. Aysel Hızlan Çığ'ın eşi Rıfat Çığ, "Organlarını bağışladığımızı bilseydi, bize sevgiyle sarılır teşekkür ederdi" dedi.
Antalya Muratpaşa'daki evlerinde 26 Aralık günü beyin kanaması geçiren Aysel Hızlan Çığ, ambulansla AÜ Hastanesi'ne götürüldü. 5'inci günün sonunda beyin ölümü gerçekleşen Çığ'ın tüm organları, yakınları tarafından bağışlandı. Aysel Hızlan Çığ'ın böbrekleri, karaciğeri ve korneaları alındı. Çığ'ın böbreklerinden biri Bursa Uludağ Üniversitesi'ndeki bir hastaya, diğer böbreği, karaciğeri ve korneaları AÜ Hastanesi'ndeki uygun hastalara nakledildi.
Eşinin hayat dolu, neşeli bir insan olduğunu söyleyen Rıfat Çığ, “Ailece verdiğimiz kararın onu da mutlu edeceğine inanıyorum. Bağışlanan organları başkalarını yaşatsın, bu bize yeter”dedi. Kendisinin biyolog, eşinin muhasebeci olduğunu aktaran Rıfat Çığ, “Fakat çektiğimiz belgesellere kameramanlık da yapardı. Hayat dolu bir insandı” diye konuştu.
Bir evladının annesi, 33 yıllık eşini kaybetmenin acısını yaşadığını anlatan Rıfat Çığ,
“Çok üzgünüz. Bizler daima organların bağışlanmasının önemli olduğuna inanırdık. Ölenlerin organlarının mutlaka yaşayanlara hayat vermesi gerekliliğine inandık, eşim de yaşadığı dönemlerde aynı şeyleri düşünürdü. Beyin ölümü gerçekleştikten sonra organlarını bağışlayabileceğimizi öğrendik. Bütün organlarını yüzü de dahil olmak üzere bağışladık. Bunların içerisinden kullanılabilenler alındı, umarım bu organlar bundan sonra başka insanlara mutluluk verir. Bizim acımız onların mutluluğu ile sonuçlanır. Biz de en azından kaybettiğimiz sevgili eşimizin parçalarının hala hayatta olan insanların üzerinde olduğunu düşünerek bundan teselli buluruz” diye konuştu.