HUKUK SEMİNERİ SONA ERDİ
T.C. Yargıtay Başkanlığı, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Ceza Hukuku ve Kriminoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi, İstanbul Kültür Üniversitesi Ceza Hukuku Araştırma ve Uygulama Merkezi, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Türk Ceza Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından düzenlenen 17 Türk Ceza Hukuku Günleri'nin son günü Lykia Otel Göcek'te yapıldı.
28 Mayıs-4 Haziran 4 günlük Hukuk Seminerinin son günü Lykia Otel Göcek'te yapıldı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku ve Kriminoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Adem Sözüer'in Kongre Başkanlığı'nı yaptığı Fethiye Cumhuriyet Başsavcısı Ünal Bingül, HSK Üyesi Prof. Doktor Cumhur Şahin, Prof. Doktor Mahmut Ak, Yargıtay Birinci Başkanı Mehmet Akarca, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, Yargıtay Birinci Başkanvekili Rıdvan Gündoğdu katıldı.
17. Türk Ceza Hukuku günleri programında Türk Ceza Hukuku Reformu'nun 17 yılında Suça Teşebbüs, Suça İştirak Ve Suçların İçtimaı Uygulamasının değerlendirilmesi konuları işlendi. Hukuk Seminerine 110 kişilik yoğun bir katılım gerçekleşti.
Seminer hakkında konuşan Fethiye Cumhuriyet Başsavcısı Ünal Bingül “Yargıtay Başkanımız, Yargıtay Başsavcımız, Yargıtay Ceza Genel Kurulu Başkanımız, Yargıtay'ımızın çok kıymetli ceza daireleri başkanları, üyeleri, HSK üyemiz Sayın Prof. Doktor Cumhur Şahin ve Bölge Adliye Mahkemelerimizin Türkiye çapında ki bir kısmının başkan, başsavcılarıyla üyeleri, ayrıca Türkiye'mizin nezih, sayılı Hukuk Fakültelerinden çok kıymetli Profesörler, Doçentler, Öğretim üyeleri ile beraber yaklaşık 110 kişi Fethiye'mizin Göcek Mahallesi'nde buluştuk” dedi.
ÜLKEMİZİN CENNETTEN KÖŞESİNDE SEMİNER YAPILDI
Ülkemizin bu cennet köşesinde çok yoğun ve verimli bir Hukuk semineri yapıldığını ifade eden Fethiye Cumhuriyet Başsavcısı Ünal Bingül “Bu seminer Yargıtay'ımızın düzenli olarak İstanbul Hukuk Fakültesi ve çeşitli Hukuk Fakültelerimizle birlikte her yıl düzenlediği uygulama ile teorinin bir araya gelip çıkan hukuki sorunları tartıştığı, kararların değerlendirildiği ve en doğru ve adaletli kararlara ulaşmak için çaba gösterildiği en üst düzey toplantı oldu. Toplantı çok yoğun bir ortamda geçti çok da disiplinli bir şekilde oldu. Bizler de çok faydalandık böylece hukukun gelişimi anlamında adalete ulaşım anlamında çok verimli bir toplantıyı yaklaşık 4-5 gün Göcek beldemiz de yaptık. Ayrıca buraya gelen çok saygın insanlar Göceğ'imizi ve Fethiye'mizi gördüler ve tanıdılar. Yoğun programdan arta kalan zamanlarda sosyal çalışma programları düzenlendi ve sosyal tanıtımlar yapıldı. Tabi bu yapılan uygulama Prof. Doktor Adem Sözüer'in katkılarıyla oldu. Adem Sözüer hocamız İstanbul Hukuk Fakültesinin çok değerli Ceza Profesörü ve benim de fakülteden hocamdır, bir süredir de Göcek'te yaşıyor. İlk defa böyle büyük oteller de ve Büyükşehirlerin dışında bir ilçede ve belde de çok güzel bir hukuk semineri gerçekleştirildi. Sayın Yargıtay Başkanımız, Sayın Yargıtay Başsavcımız onur ve şeref verdiler. Adliyemizi ve Muğla Adliyesini ziyaret ettiler. Yine HSK üyemiz Sayın Prof. Doktor Cumhur Şahin de geldi ve bizimle adliyemizi ziyaret etti. Hakim, savcılarımızla görüştü ve orda da çok güzel bir birliktelik yaşandı. Bu anlamda bizim için çok onu ve gurur verici. Çok güzel bir hem toplantı hem de tanıtım yaşandı. Böyle hukuki ve bilimsel bir toplantının burada düzenlenmesin de emeği geçen başta Yargıtay başkanımız olmak üzere, üniversitelerimizin çok değerli profesörlerine çok teşekkür ediyoruz. Ayrıca çok değerli meslek büyüklerimizle bir arada olduğumuz için de büyük onur ve gurur duyduk. Onun dışında tabi Fethiye'mizin güzellikleri ve Fethiye insanının sıcakkanlı, güzel yürekli davranışları da katılımcılar arasında büyük bir memnuniyet yarattı. Bugün artık bu toplantı bitiyor, biz de tekrardan buluşmak dileğiyle konuklarımızı Fethiye'mizden uğurlayacağız” şeklinde konuştu.
Seminer ile ilgili bilgi vere Kongre Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer “Bugün 1 Haziran, neden önemli? 1 Haziran 2005'te yeni Türk ceza kanunları yürürlüğe girmişti. 17 yıl önce Türkiye kişi hak ve özgürlüklerinin hukuk devletinin korunması ışığında hazırladığı kanunlar yürürlüğe girmişti. Bu ceza kanununun 1. maddesi ama kişi hak ve hukuk devletinin korunmasının yanı sıra çevreninde korunması bir temel ilke olarak kabul edildi. Bu yıl 1 Hazirana denk gelen tarihlerde Göcek'te semineri yapmamızın sebebi Göcek, Fethiye, Dalaman çevresinde buranın güzelliklerine dikkat çekmek çevre sorunlarına dikkat çekmektir. Biz bu etkinliği Yargıtay'la birlikte yapıyoruz ve ilk defa bu kadar kapsamlı olarak yapıyoruz. Üniversitelerle ve akademisyenlerle birlikte yaptık bu organizasyonu. Amacımız buranın biricik güzelliklerine farkındalık çekmek, İztuzu plajı, Likya yolu yürüyüşleri, Göcek koyları yani burada bir ilk yaşandı çok etkin bir çevre programı oldu. İnsanlar sadece akademik programın değil sosyal programda da hukuk ve adaleti konuştular ve bir felsefi yola girdiler. O yüzden de programımız son derece güzel başarılı oldu. Bunu tabi ben kongre başkanı olarak ifade etmemden ziyade bütün katılımcıların ifadesiyle de bizim burada önemli katkılarımız oldu. Fethiye, Dalaman çevresi bizi el üstünde tuttu Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığı, Muğla valiliğiyle ortaklaşa güzel bir toplantı oldu. Umarım devamı gelir ve bizde böyle Göcek ve koylarını akademik programların merkezi haline getirelim. Göcek hukuk ve adaletin konuşulduğu hukukun konuşulduğu bir yer haline gelir. Burada akademik programımız saat 8 de başlıyordu ama programımız saat 5 te doğa yürüyüşleri ile başlıyor. Burada birçok insan kuş sesleri arasında uyanmayı yürüyüş yapmayı özlemiş ve burada ormanın içinde yürürken sadece ceza hukuk, hukuk ve adalet değil, çevredeki canlı varlıklarla duyarak hissederek yürüdüler. Bu da gerçekten onlar için bir ilkti. Bu yürüyüşlerden sonrada akademik programda bilimsel derinlikli konuşmalar yapıldı. Bu açıdan da gerçekten çok önem taşıyor ama altını çiziyorum bu toplantıların yapılmasının temel amacı hukuk ve adalet ama hukuk ve adalet sadece insanlar için değil burada yaşayan en küçük canlı için. Buranın denizi için adalet buranın taşı toprağı zeytin ağacı için o yüzden biz burada yapılmasını istiyoruz ve herkes buraya baksın Fethiye, Dalaman, Göcek'te bütün bu çevrede hem güzel kongre yapılır hem de bilinçlendirme çalışmaları yapılır. Ayrıca farkındalık yaratılır hukuk ve adaletin gereği olarak düşünülür, tartışma yapılır. Bu güzellikler tabi ki buradaki çoğulcu fikirlere de yol açıyor” dedi.
“BÜTÜN ETKİNLİKLERİMİZ KADIN HAKLARI BAĞLAMINDA VURGULARLA GEÇER”
Farklı görüşlerin seminerde uzun süreli tartışıldığını söyleyen Prof. Dr. Adem Sözüer “Burada bir fikir fırtınası var, nasıl birçok güzellik ve yeşilin birçok tonu, meyvelerimizin çiçeklerimizin birçok güzel rengi varsa buradaki tartışmalarda da o farklılık var. Farklı görüşler burada uzun süreli olarak tartışılıyor. Bu tartışmaların sonucunda yeni sorular ortaya çıkıyor. Her sorunun cevabı bulunmaz hukukta fakat daha iyi cevaplar bulunması için hep uğraşılır ve bunlardan en önemlisi tabi yayınlanacak ve bir Göcek Likya Yolculuğu olarak bilimsel tartışmalar kalıcı hale getirilecek. Peki bu bilimsel tartışmalar niçin yapılıyor, neden 17. Türk Ceza Hukuku günlerinde bu kadar derinlikli tartışma yapılıyor, evet reform yapmak önemlidir, reform yapmak büyük başarıdır ama daha büyük başarısı o reformu güçlendirmek, geliştirmek hayata geçirmektir. İşte bu güçlendirme ve hayat geçirmede bizim çok büyük sorunlarımız oldu. En büyük sorunlar ne oldu? İşte paralel devlet yapısı oluşturuldu ve bu yapı Türk yargısına büyük bir darbe vurdu. Daha sonra 15 Temmuz darbe girişimi yapıldı. İşte Türk Yargısı Türk adalet sistemi bütün bu saldırılara karsı hukuk ve adaletin üzerine tekrar oturarak hukuk ve adalet yoluna daha etkin bir şekilde dönerek bu çetrefilli ve çetin yolda yine reformlarını yapma azmi ortaya koyuyor. Bunu nerden anlıyoruz işte Türkiye Cumhuriyeti Yargıtay'ı burada başta Fethiye Cumhuriyet Başsavcımız olarak, bütün buradaki savcılıklar başsavcılıklar adalet komisyonları hakimlerimiz savcılarımız, akademisyenlerimiz burada ve biz reformlarımızı nasıl güçlendiririz diye konuşuyoruz. Bu reform iradesinin ortaya konmasında çok önemli. O yüzden biz buradaki toplantılardan gerek uygulamadaki hatalar bakımından daha olumlu yollara gidileceğini düşünüyoruz aynı zamanda kanun koyucuya da ebetteki bazı mesajlar çıkacaktır. Daha eşitlikçi kanunlar olsun. Burada bugün büyük bir forum olacak, bu forumun en önemli konukları da genç akademisyen, kadın akademisyenlerdir. Onlarda Türkiye'de kadın hakları bağlamında ceza hukuku içinde neler yapıldı ki çok büyük reformlar yapıldı ama daha neler yapılmalı diye düşünülmektedir. Dolayısıyla bizim bütün Türk Ceza Hukuku günlerimiz, bütün etkinliklerimiz kadın hakları bağlamında vurgularla geçer. Burada da bu yapılacak. Sonuç olarak herkes için adalet diyerek Türk Ceza Hukuku günleri yoluna devam edecek ama yalnız değil Türkiye Cumhuriyeti Yargıtay'ıyla birlikte, bu yöredeki insanlarla da birlikte olması çok önemlidir. Burada Başsavcılıklar, Yargıtay Başsavcı şehre indiği zaman buradaki insanlarla da kaynaştı. Büyük resmi bir hava olmadan, okumuşu, okumamışı hepsi büyük bir konukseverlik içinde konuştular. Buradaki insanlarımızla birlikte olduk. Bu da çok güzel bir mutluluktu. Ceza hukuku adalet hukuku sadece hakimlerin konuşacağı konulardır belki ama aslında tüm vatandaşlar içindir. Bu etkinliğin bir özelliği de bizim insanlarımızla bu yöredeki insanlarımızla yapılmış olmasıdır” şeklinde konuştu.