Kıbrıs Gazisi Ünal, 'Cumhuriyetimizin 100. Yılı Kutlu Olsun'

Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş yıldönümünü ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını kutlayan Fethiye Muharip Gaziler ve Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı emekli astsubay Kıbrıs Gazisi Namık Ünal açıklamada bulundu. 

Kıbrıs Gazisi ve dernek başkanı Namık Ünal,“Birinci dünya savaşı sona erdiğinde Osmanlı devletinin doğal ömrü dolmuştu; bugünkü Türkiye topraklarının büyük bölümü işgal altına girmişti. O nedenle cumhuriyetin kuruluşu Türkiye için yeniden doğuştu. Türkler Osmanlı devletinin kurucu unsuru oldukları halde ulus kimliğinden ve bilincinden büyük ölçüde yoksun bırakılmış ve uzun süre yönetimden dışlanmışlardı. Türk ulusal kimliği de cumhuriyetle birlikte belirmiş pekişmiştir.Türkiye Cumhuriyeti bağlamında türk adı bir etnik gurubun değil değişik ülkelerden ve kökenlerden gelip yüz yıllar süresince bu topraklarda olan unsurların ortak ulusunun adı ve kimliği olmuştur. Osmanlı hanedanının mülkü sayılan bugünkü topraklarımızda, cumhuriyetle vatan niteliğini edinmiştir. O açıdan bakıldığında görülüyor ki Türkiye cumhuriyeti yalnız bir vatanın ve ulusunda doğuşudur.

Kurtuluş savaşının daha ilk aşamasında Atatürk büyük millet meclisini kurmuştu. Demokrasideki kökleşmiş ülkelerde bile çoğunda savaşlar parlamenter demokrasilerinin sınırlanmasına yol açtığı halde kurtuluş savaşı süresince Türkiye Büyük Millet Meclisinde savaşın ayrıntıları bile özgürce görüşülüp tartışılmıştır. Böylelikle daha kurtuluş savaşı sürerken demokratik cumhuriyetin temelleri atılmıştır.

“ONLAR LANETLENDİ”
Ulusumuza bu kazanımları sağlayan Atatürk tarihin en büyük önderlerinden biriydi. Onun çağ dışı olan başka iddialı önderlerde vardı. Örneğin Nazi Almanya'sında Hitler, Faşist İtalya'da Mussolini, Komünist Sovyetler birliğinde Stalin vardı. bu örnekler uluslarını baskı altında tutuyor, devletlerini de katı ideolojilere dayandırıyorlardı. Atatürk'ün gerçekleştirdiği devrim ise topluma bir ideoloji dayatmıyordu. Atatürk devrimi bir ideoloji değil bilime, akılcılığa dayalı bir çağdaşlaşma, demokratikleşme ve gelişme programı idi.Hitlerin, Mussolinin, Stalinin kurdukları rejimler, dayattıkları ideolojiler çöküp gitti. Kendileri de dünyaca ve kendi uluslarınca lanetlenerek tarihin karanlık sayfalarına gömüldüler. Hem heykelleri yıkıldı hem de gönüllerden dışlandılar. Atatürk ise cumhuriyetin 100'üncü yılında ve ölümünün 85 ci yılında hala halkın gönlünde yatıyor. çocukların, gençlerin bilincinde yaşıyor. Kurduğu cumhuriyette ve başlattığı devrimlerde yaşıyor. Halkın çok büyük çoğunluğunun Atatürk'e inancı, bağlılığı bugün yaşadığı dönemdekilerden bile daha ileri ölçüye varmıştır. Her soruna onun tuttuğu ışıklı çözüm arıyoruz. Hitler, Mussolini, Stalin askerlikle ilgileri bulunmadığı halde kendilerine en yüksek askeri rütbesini vermiş ve o rütbenin üniformalarını giymiştir. Atatürk ise tarihin en büyük komutanlarından biri olarak savaşlardaki kazandığı üniformasını kurduğu cumhuriyetin başına geçtiği gün bir daha giymemek üzere çıkarmıştır. O nedenledir ki Atatürk ölümünden 85 yıl sonra bugün yalnız kendi ulusunun değil başka bir çok ulusunda gönlündeki önderdir.

Atatürk'ün tüm İslam alemine en büyük hizmeti ise İslam'da laikliğin, demokrasinin ve çağdaşlığın bağdaşabilirliğinin kanıtları olmasıdır. Bunları bağdaştırmakla Türkiye cumhuriyeti İslam aleminin en dinamik ve en güçlü devleti olmuştur. Osmanlı devleti din temeline dayalı idi. ama Osmanlı döneminde kuranı kerimin basılarak çoğaltılması da, Türkçeye çevirisi de yasaktı. Köylerin, mahallelerin çoğunda cami yoktu. Camilerde de bilgili din görevlisi yoktu. Müslüman Türk halkı kendi kutsal kitabını kendi dilinde anlayarak okuyabilme özgürlüğüne de, her köyde ve mahallede camiye de, camilerde bilgili din görevlilerine de laik, demokratik cumhuriyetle kavuşmuştur. o nedenle laiklik, demokrasimizin ve cumhuriyetimizin olmazsa olmaz koşulu olduğu için inanç özgürlüğünün de güvencesidir.

“ÇOCUKLARA VE GENÇLERE ARMAĞAN EDİLMİŞTİR”
Atatürk 1921 yılında kurtuluş savaşı sürerken savaşta yetim kalmış çocukların esenliği için çocuk esirgeme kurumunu kurmuştur. Atatürk 1926 yılında yetim çocuklar için yetimler bankasını kurmuştur.Atatürk Türkiye büyük millet meclisinin kuruluş gününü 23 nisan çocuk bayramı diye
adlandırmıştır. Kurtuluş savaşını başlatmak üzere Anadolu'ya çıktığı günü 19 Mayıs
Gençlik Bayramı olarak belirlemiştir. Atatürk kurduğu cumhuriyeti ve başlattığı büyük söylevinde gençliğe kendinden sonra gelecek kuşaklarında gençliğine emanet etmiştir. Bu emanetin yüceliğini ve değerini bilen gençler ve çocuklar cumhuriyetimizin en sağlam güvenceleridir.Atatürk gönüllerde, bilinçlerde ve gençlikte yaşadıkça Türkiye Cumhuriyeti de yaşayacaktır” dedi.

Bakmadan Geçme