'Seyyanen Verilen 8077 TL. Bile En Düşük Emekli Maaşından Daha Yüksektir'   

Türkiye Bağımsız Emekliler Platformu üyeleri Fethiye'de bir araya gelerek emekli maaşları ile ilgili açıklama yaptılar.

Özer Olgun Kültür Merkezi önünde yapılan açıklamada emekliler; Fethiye'den iktidara seslenerek, “Böylesine aşağılayıcı ücretlendirilmeyi, açlığı ve bu adaletsizlikleri hak etmiyoruz” dediler.
“Açlık Sınırının Altında Bırakıldık”
Türkiye Bağımsız Emekliler Platformu Muğla İl başkanı Fahri Eryılmaz tarafından yapılan açıklamada “Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) tarafından hazırlanan 2023 Mayıs ayı 'Yoksulluk ve Açlık Sınırı' raporuna göre, dört kişilik bir ailenin beslenmek için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı,10.360,13 TL. TÜİK gene yanıltmayıp enflasyonu budaya budaya 6 ayın ortalamasını %19.77 olarak belirleyince Meclise getirilen torbadan memurlar için en düşük maaş olarak zam + seyyanen + refah payı toplamı 22.402 Türk Lirası çıktı. Ancak her zamanki gibi zamlar sağanak gibi yağmaya başlayınca yapılan artışın hiçbir değeri kalmadı. Kaşıkla verilen maşrapayla geri alınmaya başlandı. Ama asıl kıyamet emekliler için koptu. Emekli, emekli dul ve yetimleri gene açlık sınırının altında bırakıldı. Çünkü torbadan emekliler için kocaman bir “hiç” çıktı ve hiçin bir değeri yoktu. %34 artış talebi iktidar ortaklarınca reddedildi, 8000 TL. seyyanen önerisi de aynı sonu paylaşırken, iktidar ortağı kendi önerisini bile desteklemeyince milyonlarca emekli açlık sınırının altında kaderiyle baş başa bırakılarak terk edildi.
“Seyyanen Verilen 8077 TL. Bile En Düşük Emekli Maaşından Daha Yüksektir”
Bir ülkede, ücretler toplu iş sözleşmeleriyle değil de patronların istekleri doğrultusunda devletçe belirleniyorsa, yani asgari ücret garabeti yürürlükteyse, “seyyanen”, “refah payı” adı altında lütufkâr sunumlar yapılıyorsa bu utanç vericidir. Ama bir ülkede, “açlık sınırı” diye bir tanım varsa bu utanç verici değil aynı zamanda aşağılayıcı, aşağılık bir tanımdır ve o ülkenin yurttaşlarının yok değerinde görülmesi demektir. Bu o kadar gerçekliktir ki, seyyanen verilen 8077 TL. bile en düşük emekli maaşından daha yüksektir. İşte biz emekliler yönetenlerin indinde bu kadar değerliyiz. Biz emekliler yıllarca ülkenin artı değerini ürettik. Dokumada, madende, tarlada, İnşaatlarda gençliğimizi, iş cinayetlerinde yaşamlarımızı bıraktık. Ülkenin tüm zenginliklerinde ve değerlerinde emeğimiz var. Alın terimiz var. Becerimiz var. Kanımız var, canımız var. Vergilerimizi ve sigorta ödeneklerimizi bu günlerimiz için peşin ödedik. Yani biz; Sadakaya muhtaç dilenciler değil, ülkenin gerçek sahipleriyiz ve böylesine aşağılayıcı ücretlendirilmeyi, aşağılanmayı, açlığı bu adaletsizlikleri hak etmiyoruz. Bizim vergi ve primlerimiz karşılığında alacağımız var. Üstüne birde emeklilerin bunca zorda kalışının nedeni olarak bazı marketleri hedef göstermek, tarım Kredi Kooperatiflerini önermekse aklımızla alay etmektir. Bir de kalkıp sabır ve tevekkül tavsiye telkin etmeleri yok mu…? Bir yumurtanın 4 Lira, Sebzeciliğin başkenti sayılan illerden Fethiye de domates 25-35, salatalık 20-25, biber 25-40 TL iken neyin sabrı. Mutfak tüpü şimdilik 450 TL.
“Artık Bir Takım Dinsel ve Töresel Söylemlerle Aldatılmak İstemiyoruz”
Emeklinin mutfağında aş değil dert pişerken, kâbus yaşanırken neyin tevekkülü acaba? Ev kiralarını telaffuz bile edecek cesaretimiz kalmadı. Hiç kuşkunuz olmasın ki çok yakın bir zamanda sokaklar evsiz emeklilerle dolup taşarsa hiç şaşırmayacağız. Bizler bir sayı, bir rakam değiliz. Bizler seçimden seçime hatırlanacak hayaletler değil insanız. Bizler artık, eşlerimizin, çocuklarımızın, torunlarımızın yanında başımızı öne eğmek istemiyoruz. İnsan olduğumuzun hatırlanmasını istiyoruz, artık canımız yanmasın istiyoruz. Eskiden olduğu gibi gene toplumun pirleri olalım istiyoruz. Toplumun en yoksul kesimi durumuna getirilen, aileleriyle kırk milyonu aşan nüfusuyla emekliler artık bir güç olarak toplumsal yaşamda yerini alsın istiyoruz. TÜRBEP Muğla İl Yönetimi, tek ve geçerli yol olarak, değişik isimler altında örgütlü emeklileri zaman geçirmeden ve kariyer hesaplarına kapılmadan birleşmeye ve örgütsüz tüm emekliler için cazibe merkezi olmaya çağırıyoruz. Bundan kaçınan herkes tarihin ve toplumun önünde hesap verecektir. Sevgili Emekli Kardeşlerim; Bizler bu güne kadar hep yokluğu ve yoksunluğumuzu paylaştık ama artık yeter. Artık bir takım dinsel ve töresel söylemlerle aldatılmak istemiyoruz. Bizler asgari ücret utancından kurtulmak için birleşip örgütlenmeliyiz. Sadaka ve inayet politikalarının utancından kurtulmak için birleşip örgütlenmeliyiz. Ödediğimiz primlerin güncel değeri üzerinden ücret pazarlığı yapabilmek için emekliler, dul ve yetimler olarak tek çatı altında birleşip sendikalaşmalıyız. Değerli basın emekçileri; Artık susmayacağız ve emeklilerimize ses olma uğraşımız kesintisiz devam edecek. Ve biz her zaman olduğu gibi sizleri yanımızda göreceğimize inanıyor sevgi ve saygıyla selamlıyoruz” dedi.

Bakmadan Geçme