Tarih 11 Şubat 2015. Özgecan Aslan bindiği minibüste vahşice katledilmişti. İnfial yaratan cinayet kadın cinayetlerinin durması için yeterli olmadı. Aradan geçen dört yıl içinde yaklaşık bin 500 kadın hayattan koparıldı.
Kırıkkale’de Emine Bulut’un, 18 Ağustos’ta eski eşi Fedai Varan tarafından bıçaklanarak katledildiği görüntüler infial yaramıştı. Kanlar içindeki Bulut’un “Ölmek istemiyorum” çığlığı, 10 yaşındaki kızının “Anne lütfen ölme” feryadı Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Kadın derneklerinden siyasilere, sanat dünyasından spor dünyasına her kesimden yüz binlerce tepki yükseldi. Peki sonra ne oldu? Herkes gündelik yaşantısına geri döndü. Unutuldu gitti.
***
15 Kasım’da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Kadına Yönelik Şiddet İzleme Komitesi toplantısında kadına yönelik şiddetle ilgili rakamlar ve atılması planlanan adımlarla ilgili bilgi verdi. İçişleri Bakanı Soylu, Türkiye'de 2016'da 304, 2017'de 353, 2018'de 280 kadının cinayete kurban gittiğini belirterek “Bu yıl ise maalesef geçen yılın biraz üzerindeyiz. En son güncel veriye göre 2019 yılı kadın cinayeti sayısı 299" dedi.
***
18 Kasım’da Isparta'da ayrılmak istediği erkek arkadaşı Z.P. tarafından önce boğazı sıkılıp kabloyla boğulduktan sonra kalbinden bıçaklanarak öldürülen üniversiteli Güleda Cankel’in hayatta kalabilmek için 17 saat mücadele ettiği, 3 kez kaçmaya çalıştığı ortaya çıktı. Katilin, Instagram hesabından ölüm saatini paylaştığı anlaşıldı.
***
20 Kasım’da Akhisar’da evli ve ilk kocasından olma iki çocuk annesi 31 yaşındaki Nevin Nilitaş, 6 ay önce evlendiği ikincisi kocası 36 yaşındaki Alpaslan Nilitaş tarafından yaşadıkları evde kafasından vurularak öldürüldü.
***
Yine 20 Kasım’da Hatay'da, cezaevi firarisi Ahmet Kaya, boşanma aşamasında olduğu eşi Sibel Kaya'yı kalbinden ve karnından bıçaklayarak öldürdü. Ahmet Kaya, kısa sürede yakalanıp, gözaltına alındı.
***
Birleşmiş Milletler Kadın Birimi, en son yayınladığı Dünya Kadın İlerleme raporunda kadınlar için en tehlikeli yerin kendi evleri olduğunu açıkladı. Ayrıca bu rapor, 2017'de işlenen kadın cinayetlerinden yüzde 60'a yakınında katilin aile üyelerinden biri olduğunu belirtiyor. Türkiye’de 2019 yılının ilk 6 ayında 100 kadın aile üyeleri tarafından öldürüldü. İlk 6 ay öldürülen 214 kadının 63’ünün de kim tarafından öldürüldüğü tespit edilememiş. Haziran ayında öldürülen 40 kadının 14’ünün kim tarafından öldürüldüğü tespit edilemedi, 12’si evli oldukları erkek, 3’ü eskiden evli olduğu erkek, 2’si eskiden birlikte olduğu erkek, 2’si komşu, 1’i birlikte olduğu erkek, 1’i oğlu, 1’i eniştesi, 1’i ağabeyi, 1’i eski damadı, 1’i babası, 1’i de damadının ailesi tarafından öldürüldü. Kim tarafından öldürüldüğü belli olmayan kadınları kim öldürmüş olabilir? Bilmiyoruz. Aslında tahmin etilebilir.
***
Adalet Ş. , Kezban Yıldız, Fatma Akkaya, Fıruza Akhmedova, Tuğba Ekiz, Emel Yalçın, Elif Özden Uzun, Sarantuya Tsendsuren, Melek Yılmaz, Şengül G., Ketevan Katamadze Dönmez, Derya H., Asiye M., Fatma Aybar, Firdevs S., Remziye Bakımlı, Şeyma Sarı, Şener Akyurt, Tuğba Sarı, Derya Yörükoğlu,
Gülnur Y., İnayet Ç., Filiz Kaplan, Dilek Öksüz, Derya Oğan, Filiz Sarı, Gökcen Şişman, Nazan Kırkgöz,
Emine Uyulur, Habibe Çevik, Melek A., Fatma Akdağ, Saadet Kayaöz, Satı Gündür, Bağdat Dahır, Vicdan Ürgüp, Güzin Şener, Aygül G. Bu isimleri hatırladınız mı? Bunlar sadece 2019 yılında gazetelerin üçüncü sayfalarına haber olan kadın cinayetlerinde hayatını kaybeden kadınlar.
***
Kadın hakları savunucuları, kadın cinayetlerinin önlenebilmesi için siyasi iradenin, adli makamların ve kolluk kuvvetlerinin yetersiz kaldığını belirtiyor. Kadınlar karakola gidiyorlar, şikayet ediyorlar, sığınma evlerinde kalıyorlar, erkekler hakkında daha önce alınmış uzaklaştırma kararları var. Olay başlamış ve devam ediyor aslında, 'pat' diye, aniden ortaya çıkmış bir olay değil çoğu zaman. Bir şiddet süreci devam ediyor. Bu bize şunu gösteriyor. Kadına yönelik şiddet modern hayatın yeni bir boyutu. Olaylardaki hikayelere baktığınız zaman, cinayetlerin büyük bir çoğunluğunun, eşi, sevgilisi ya da partneri tarafından terk edilen erkekler tarafından işlendiğini görüyorsunuz. Terk edilme nedenleri kişiliksiz olmaları, alkolik olmaları, aileyi geçindirememeleri, babalık sorumluluklarını yerine getirmemeleri, şiddet uygulamaları vesaire. Dolayısıyla, 'klasik erkeklik rollerini' de yapamayan erkekler. Babalık, kocalık, aile geçindirme. Yani bir erkeklik krizi var aslında ortada. En geleneksel anlamda da erkek olamayan erkekler var. Umarım bu cinayetlerin bir sonu gelecek ve bizler bir daha böyle haberler yapmak zorunda kalmayacağız.
